PDA

Orijinalini görmek için tıklayınız : Üniversiteye giremeyen de mutsuz, mezun olan da!



Ralph
10.Nisan.2015, 20:38
Üniversite ikinci basamak sınavı LYS başvuruları başladı. Milyonlarca evde ne seçim ne de ekonomi konuşuluyor. Birinci öncelikleri, hangi üniversite, hangi meslek, çok daha yüksek puan nasıl alınır, nereden burs bulunur ve yurtdışına nasıl gidilir sorularına cevap aramak...















Anne babalar çok iyi biliyorlar ki eğer çocukları iyi bir üniversiteye girerse, o da, kendileri de çok mutlu olacak. Aksini düşünmek bile istemiyorlar. Çünkü tüm huzurları kaçar!..
Peki, üniversiteye girmek tüm sorunları çözüyor mu, geleceği garanti altına alıyor mu?
Örneğin üniversiteye girenler, mezun olanlar mutlular mı?
Bu konuda herhangi bir üniversite öğrencisine ya da mezununa bir dokunursanız bin ah işitirsiniz, haberiniz olsun!..
İşsizler ordusu!
Üniversiteye giremeyenler için sanki her şeyin sonu gelmiştir. Oysa, üniversiteye girip mezun olmakla geleceğe yönelik basamaklardan sadece biri aşılmış oluyor, o kadar...
Ve asıl mücadele ondan sonra başlıyor. Çünkü günümüzde iyi bir iş bulmak, üniversiteye girmekten çok daha zor!
Üniversite sayısı 200’e yaklaştı. Açılmayı bekleyen daha en az 20 üniversite var...
Bu yüzden, bugün (http://www.milliyet.com.tr/bugun/) de, yarın da üniversiteye girmek hiç de zor olmayacak.
İşte bu noktada kafalar karmakarışık.
Diplomasız da olmuyor, diplomayla da...
Peki, bu kaos nereye kadar devam edecek?
Örneğin 10 yıl sonra 10 milyon işsiz üniversite mezunundan söz edilirse, hiç abartı olmaz!..
Dün ve bugün olduğu gibi, yarın da bu vahim tabloyu hâlâ seyretmeye devam mı edeceğiz!
Yoksa çözüm mü üreteceğiz?
Eğitim (http://www.milliyet.com.tr/egitim/) şart ama!
Kime sorsanız, eğitim şart diyor. Peki, ya sonrası? İşte bunu hiç kimse sorgulamıyor!
Okuduk da ne oldu diyenlerin sayısı her geçen gün artıyor.
Yani, bu kadar zaman kaybına ve masrafa ne gerek var noktasına gelirlerse, bu onların kabahati olmaz.
Hatta, bu yönde düşünenlerin sayısı her geçen gün artıyor.
Eğitim için harcadığımız parayı sermaye yapıp bir şirket kursaydık ya da ev, arsa alsaydık şimdiye milyonerdik diyen çok duydum.
İşte bu nedenle, bu konuya ciddi anlamda kafa yormak gerekiyor.
Kim mi? Elbette Ankara (http://www.milliyet.com.tr/ankara/)’dakiler.
En başta siyaset (http://www.milliyet.com.tr/siyaset/) ama bir de anayasal olarak görevi bu olanlar var. Örneğin MEB (http://www.milliyet.com.tr/meb/), örneğin YÖK (http://www.milliyet.com.tr/yok/).
2023 için nasıl bir yapılanma öngörüyorlar merak ediyoruz.
Diplomalı işsizler kervanına her yıl yeni yüz binler eklemeye devam mı edecekler yoksa mesleki eğitim yelpazesini genişletip, tıkanıklığı ortadan kaldıracak yeni açılımlar mı sunacaklar?..
Keşke biraz da bu konulara kafa yorsalar...
İstihdam Bakanlığı
Milyonlarca evde, hemen herkesin yüzünden düşen bin parça. İşsizlik nedeniyle mutsuz olanlar sadece gençler değil. Aileleri de onlarla birlikte aynı ızdırabı çekiyor.
Ve çok gariptir ki seçime sayılı günler kalmasına rağmen, bu konuya kafa yoran, çözüm üreten bir parti hâlâ ortaya çıkmadı. Oysa sadece gençleri değil, ailelerini de yakalayabilecekler ama ara ki bulasınız...
Siyaset mademki hizmet için yapılıyor, işte bundan daha güzel bir hizmet olmaz.
İşsizliğe çözüm üretme adına ortaya konulacak her projeyi canı gönülden desteklemeye hazırız. Yeter ki birileri bir şeyler yapsın...
Örneğin bir İstihdam Bakanlığı kurulsun
Her ne kadar Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı varsa da işsizlik konusunda çok başarılı olduğu söylenemez.
Önümüzdeki yıllarda belki de ülkemizin en önemli sorunu olacak işsizliğe karşı olağanüstü yetkilerle donatılmış bir İstihdam Bakanlığı çok yararlı olur.
Daha önce de önerdik. Bir kez daha dile getiriyoruz. En kısa zamanda bir İstihdam Bakanlığı kurulsun.
Niye böyle bir bakanlık, çünkü bu konuyu diğer bakanlıkların hiçbiri ciddiye almıyor. Böylesi bir bakanlık, şemsiye bir bakanlık olarak, diğer ilgili bakanlıkların keyfi davranmalarının da önüne geçebilir.
Bu arada, ne olur bir siyasetçi bu konuyu kendisine iş edinsin ve bu sorunu sadece kamuoyunun gündemine taşımakla kalmayıp, çözüm önerileri geliştirsin.
Örneğin, kendi alanlarında iş bulma olanağı sıfır olan gençlere takviye eğitimle yeni iş kapıları açılabilir; örneğin, önümüzdeki 30 yıl için yetecek kadar istihdam fazlası olan bölümlerden bazıları kapatılabilir; örneğin, bazı yeni üretim modelleri geliştirilerek işsiz gençlerden bir bölümü bu alanlara kaydırılabilir.
Bu konuyu bıktırıncaya kadar yazmaya devam edeceğiz...
Özetin özeti: İşsizlik sorununa çözüm üretecek reçeteler sunmadan seçim kazanılmaz, kazanılsa da kalıcı olunmaz!..





http://i.milliyet.com.tr/YazarResimleri/fft6_mf143861.JpegDiyalog | Abbas Güçlü